"Bütünlüğümüze erişebilmek için, uzun bir süreçte, kendi kişisel gerçeğimizi - bize yeni bir özgürlük alanı sunmadan önce acı çekmemize sebep olacak olan gerçeği - keşfetmeye çalışmamız gerekir. Eğer bunu yapmak yerine yalnızca entelektüel bir “kavrayışla” yetinecek olursak, yanılsama ve kendini kandırma çemberinden kurtulamayız. Geçmişimizde olan hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz gibi, çocukluğumuzda aldığımız yaraları da geriye döndüremeyiz. Ama kendimizi değiştirebiliriz. Geçmişe dair vücudumuzda depolanmış olan bilgiye daha yakından bakma ve bu bilgiyi olabildiğince bilincimize taşıma yolunu seçerek kendimizi onarabilir ve kaybettiğimiz bütünlüğümüzü yeniden kazanabiliriz. Bu, kesinlikle kolay bir yol olmamakla birlikte, çocukluğumuzun acımasız ve görünmez hapishanesini hiç olmazsa geride bırakabilmemizin yegâne yoludur. Kendimizi geçmişin bilinçsiz kurbanlarından geçmişin bilincine varan ve buna rağmen bu gerçekle yaşayabilen, sorumlu bireylere dönüştürerek özgürleşiriz."
- Alice Miller'ın "Yetenekli Çocuğun Dramı" isimli kitabından alıntı -
Yaklaşık altı yıldır ilgilenmem gereken dünyevi ve ailevi konular web sitesine yazı yazma ilhamımı elimden aldı, ama facebook ve instagramdaki paylaşımlar ile dersler ve danışmanlıklar devam etti ve ediyor. Ardından seminerlere yeniden başladık, fakat bu sefer de Corona geldi. Eğer sonbaharda durum düzelirse, yeni konularla gene devam edeceğiz seminerlerde buluşmaya. Konuşarak iletişmek yazarak, yazışarak iletişmekten her daim çok daha güzel. Çünkü karşılıklı çok daha derin dokunabiliyorsunuz birbirinize. Ama gene de umarım bundan sonra, Araba kartına girmiş olduğum bu günlerin verdiği ivme sayesinde daha fazla yazı ile ulaşabilirim sizlere.
Babamı kaybetmenin hemen ardından gelen Corona nedeniyle başlayan kendi kendime kalma sürecinin, önce kendimi tembellik yapıyor ve hiçbir şey üretmiyormuş diye hissettirirken, aslında Şeytan kartından Araba kartına geçmekte olduğum bir dönemde kendi içime dönebilmem ve Şeytanın ayaklarımdan beni çektiği bağları Araba kartının dizginlerine dönüştürebilmem için ne değerli bir fırsat olduğunu farketmem ancak kendi içimden dışarıya çıkmaya başlayınca oldu.
Dışarıya çıkmaya başladığım sırada Alice Miller'ın yukarıda, iyileşmeyi temsil eden Mahkeme kartımız için alıntıladığım kitabı yeniden düştü elime ve bana yıllar önce bilinçdışımda tanışıp okşadığım kendi içimdeki çocuğu hatırlattı. Sonra farkettim ki aslında kendimde tembellik diye yargıladığım şeyler bana birer birer bir şey katmışlar.
Bu tembellik diye yargıladığım şeylerden biri de fazlasıyla dizi seyretmeye takılmak oldu. Son yıllarda oldukça popüler olmaya başlayan ve Kdrama diye adlandırılan Güney Kore dizilerini seyredenleriniz var mı bilmiyorum, ama ben hikâyesini inceleyerek ve ona göre seçerek seyrediyorum. Size de aralarında bir gezinti yapmanızı öneririm. Hele ki bu sene Oscar alan Parasite filminin bir Güney Kore filmi olduğunu göz önüne alacak olursak, en azından bir tanışılmayı hakediyorlar. Kimi zaman oldukça ataerkil, kimi zaman benim neslimin çocukluğunda bolca onları seyrederek büyüdüğü Yeşilçam ve Ayşecik-Ömercik filmleri tadında olsalar da, her biri içerisinde yaşama dair birden çok motto bulabileceğin, hikâye örgüsü çok zengin, karakterlerin doğallıklarıyla yansıtıldıkları diziler.
Ben bu dizileri seyretmeye "Romance is a Bonus Book" dizisiyle başladım. İlk bölümden itibaren merakımı uyandıran birçok diyalog olmakla birlikte, en dikkatimi çeken dizinin ikinci bölümünde bir iş müracaatında başvuran adaylardan istenen şeylerden birinin, "Kendinize söylemek istediğiniz şeyleri yazınız." olması ve kadın kahramanın cevaben yazdıklarıydı. Yazdıkları aynı Alice Miller'ın dediği gibi, geçmişteki bilinçsiz kurbanın kendi gerçekliğinin bilincine varıp, bu gerçekle, bu gerçeğe rağmen yaşamaya ve sorumlu bir birey olmaya doğru adım atmaya hazır olduğunun ifadesiydi.
Dizide kadın kahraman cevabını yazdığı süre boyunca yaşamında kurban olmayı seçtiği anları bizimle birlikte hatırlıyor, çünkü Amy Greene'nin de söylediği gibi, "insanı iyileştiren unutmak değil, hatırlamaktır." Onun için kahramanın yolcuğunu yapan kahraman, yolculuğu bir yara izi alarak tamamlar. Bu onun bu yolculukta yaralandığının, ama yolculuğun sonunda iyileştiğinin işaretidir. Sonraki yolculuklarında yeni yaralar alacak olsa da, önceki yolculuklarından almış olduğu yaraların aynısını almayacak, çünkü yara izi o yarayı bir kere daha almadan önce ona bunu hatırlatacaktır.
Yolunuz açık, kendinize söyleyeceğiniz şeyler güzel olsun.
© Güneş İlhan, 9 Haziran 2020, İstanbul
Commentaires