Eğer cehennemin ateşi yeryüzünü ısıtmasaydı, gökyüzünden inen sular mahsulsüz kalırdı. - Oswald Wirth
Küçük Arkana kartlarının üzerindeki resimsel betimlemelerin sembolizm açısından anlamı Büyük Arkana kartlarında olduğu kadar derin değildir. Uzun süre Rider-Waite destesine gelinceye kadar da hiçbir Tarot destesinin Küçük Arkana kartlarının üzerinde resimsel betimleme yer almadığı düşünülse de son yıllarda Giordano Berti'nin bizlerle tanıştırdığı ve 15.yüz yıldan günümüze 78 kartlık tam bir deste olarak ulaşan Sola Busca Tarot'su da mevcuttur. Diğer destelerde ise oyun kağıtlarında olduğu gibi kartın üzerine sadece ait olduğu serinin sayısı kadar sembolü çizilmiştir. Marsilya Tarot'sundan sonra gelen, Arthur Edward Waite ve Pamela Coleman Smith'in birlikte yarattıkları, en geniş kullanıma sahip ve hakkında en çok yazılı kaynağa ulaşılabilen Rider-Waite destesinde Küçük Arkana serisini resimsel olarak betimlemeleri kartların temalarına görsellik kazanmıştır.
Küçük Arkana kartlarının anlamlarının kavrayabilmek için sahip oldukları sayının ve ait oldukları serinin sembolizmlerine bakmamız ve bunun beraberinde kartın görsel olarak yansıttığı ve çağrıştırdığı durumu, duyguları, düşünceleri, yaklaşımları ve atmosferi kavramaya çalışmamız gerekir.
Küçük Arkana'nın dört serisi dört elemente karşılık gelirler; değnekler ateş, kılıçlar hava, kupalar su ve paralar toprak. Dört elementin prensipleri ve yapıları fiziksel Yaratılış’ı betimlerler ve dördü birlikte bütünlüğün ifadesidir. Bu dört prensibin sembolleri de diğer kavramlar gibi tarot kartlarının resimlerinin içerisine dokunmuştur. Dört element yaşamın sürekliliği için önemlidir, çünkü onlar bir araya gelerek yaşamın ve insanın özünü oluştururlar. Bu sembolizmi anlamak için belki burada cemreden bahsetmek uygun düşer. Hani baharı karşılarken sorarız ya birbirimize, "Cemre düştü mü?" diye, işte o cemre önce havaya, sonra suya daha sonra da toprağa düşen bir ateş topudur. Doğanın yeniden canlanışının habercisi olan ilkbahar ekinoksundan önce cemrelerin düşmesi, yani bu dört elementin bir araya gelmesi gerekir. Yoksa doğadaki yaşam yeniden doğamaz ve yaşamın sürekliliği olmaz.
Dört elementin sembolizmini ilk dillendiren, "Nihai varlık bu dört elementin etkileşiminin bütünüdür," ifadesiyle Yunan filozof Empedokles (M.Ö. 5. y.y.) olmuştur ve dört elementi tüm şeylerin kökeni olarak tanımlamıştır.
Mathew Arnold "Empedocles on Etna (Empedokles Etna'da" adlı şiirinde Empedokles'in ağzından şöyle der:
Her şey geri dönecek
Gelmiş olduğu elementlere
Vücutlarımız toprağa
Kanımız suya
Sıcaklığımız ateşe
Nefesimiz havaya
Daha sonra ve hatta daha önce bu dört element birçok kültür ve toplumda mistisizm, felsefe ve bilim dalı tarafından sahip oldukları ve sembolize ettikleri özellikleri itibariyle birçok nitelendirmelere atfedilmiştir. İnsan vücudunun dört sıvısı, dört fiziksel özellik, dört mevsim, insanın dört mizacı gibi.
Bu dört element aynı zamanda dört psikolojik tip olarak tanımlanan bilincin dört fonksiyonuna karşılık gelirler ve Jung psikolojisinde bu tipoloji şöyledir:
Hisseden tip (ateş), düşünen tip (hava), sezen tip (su) ve duyumsayan tip (toprak).
Küçük Arkana kartlarının serilerinin temsil ettikleri psikolojik ve olgusal temalar ise aşağıdaki gibidir:
Değnek Hisseden Yaratıcılık, azim, meslek
Kılıç Düşünen İletişim, fikirler, çatışma
Kupa Sezen Duygular, hayal gücü, ilişkiler
Para Duyumsayan Sebat, güvence, mal mülk
Bizler hisseden, düşünen, sezen ve duyumsayan varlıklarız. Bir fenomen karşısında onu algılarken hisseder, düşünür, duyumsar ve sezeriz. Her birimizde bu özelliklerin bir kısmı ön plandadır, bir kısmı ise baskılanmıştır. Yaşam görevimiz, bilincimizin bu dört fonksiyonunu bir dengeye kavuşturmak, bu dördüne kendi benliğimizde ve bir bütün içerisinde işlevsellik kazandırıp yaşamımıza uyarlayabilmektir. Bu görev bize Kader Çarkı kartının dört köşesinde gösterilmektedir. Dünya'ya vardığımızda ise görev tamamlanmıştır ama yaşamın sürekliliği gibi görevlerin de sürekliliği vardır. O nedenle bir sonraki görev bizi bekler.
Aynı Sheldon Kopp'un dediği gibi, "Kendi üzerimde yapmam gereken işi bir ömre sığdırmam mümkün değil."
Görevlerinizin kolaylıkla üstesinden gelinebilir olması dileğiyle yolunuz açık olsun.
© Güneş İlhan, 17 Ekim 2012, İstanbul
Rev. 19 Ağustos 2023
Comments