Sonunda kederle haykırırsınız: "Neden ben?"
Tanrı cevap verir: "Neden olmasın?"
- Sheldon Kopp
Sheldon Kopp, Masumiyetin Sonu isimli kitabına "Bize ihtiyacımızdan fazla acı getireceği konusunda hayata güvenebilirsiniz," cümlesiyle başlar.
Hayatın bize fazlasıyla getirdiği bu acıları en belirgin olarak yaşadığımız kartlar Asılan, Ölüm, Şeytan ve Ay kartlarıdır. Tüm bu kartlar bizi içerisinde kendimizi kaybetme olasılığımızın çok yüksek olduğu derinliklere götürürler. Aslında bu derinlikler kendimiz olabilmemiz için en büyük potansiyeli barındırırlar ama aynı zamanda bu derinliklerde mutlak surette masumiyetimizi yitiririz.
Bu kartları diğerlerinden ayırmak amacıyla mutlak surette diyorum, çünkü diğer kartlarda da masumiyetimizi yitirme olasılığı vardır ama kahramanın yolcuğunun vazgeçilmez koşulu olan masumiyetin yitirilişi bu dört kart tarafından garanti altına alınmıştır.
Masumiyeti yitirmek kahramanın yolculuğunun vazgeçilmez koşulu ve kaçınılmaz sonucudur, çünkü Joker'in çocuksu naifliğinden Güneş'in arınmış saflığına geçebilmemiz için yitirmemiz gereken bir şeydir masumiyet. Bu yolculukta sırça fanusumuzdan dışarıya adım atar ve gerçek hayatla tanışırız. Gerçek hayat hiç de bizim yanılsamalarımızdaki gibi değildir. Bu adım attığımız, hiç de hayallerimizdeki gibi olmayan, adaletsiz dünyada var olmayı ve kendimiz olmayı öğrenmemiz gerekir. Bunu öğrenirken aynı zamanda masum olmadığımızı da öğreniriz, çünkü yolda onu mutlaka bir şekilde yitiririz. Aynı Sezen Aksu'nun sözlerini Meral Okay ile birlikte yazdığı şarkısındaki gibi: "Masum değiliz hiçbirimiz..."
Sheldon Kopp kitabında bunu şöyle anlatmış: "Eğer yetişkinlerin arada sırada yaşayabilecekleri mutlulukları da kaçırmak istemiyorsak bizi rahatlattığını düşünerek aldandığımız çocukluk hayallerimizden kurtulmayı öğrenmeliyiz. Hayatımızı istediğimiz gibi yaşayabilme özgürlüğünü elde etmenin tek yolu hareketlerimizin kaçınılmaz sonuçlarıyla yüzleşmeyi göze almak ve bize bakacak tek insanın kendimiz olduğunu görebilmektir. Sahip olabileceğimiz sadece kısmi özgürlük ve sınırlı mutluluktur. Yine de bu pek de mükemmel olmayan hediyelerin nimetlerinden faydalanabilmek için yetişkinler masumiyetlerinden vazgeçmek zorundadırlar."
Günah kavramının kökeninde "otantik olandan yoksunluk" anlamına geldiğini düşünecek olursak, bu günahtan arınma yolunda masumiyeti yitirmenin pek de fena bir şey olmadığını belki kavrayabiliriz. Ne de olsa sonuçta, "kirlenmek güzeldir."
Masumiyeti yitiriş yolunda, yolunuz açık olsun.
© Güneş İlhan, 04.05.2012, İstanbul
Comments