top of page
Ara
guneshilhan

Ölüm’den Güneş’e Giderken Ay...

Güncelleme tarihi: 19 Şub

Ölümden sonra hayat var gördüm

Kaç kere öldüm

Kalbini mi kırmış, kim kırmış

Ne yapmışsa unut

Geçmişi bırak yoluna bak

Her şey yenilenir

Hayat geri gelir

- Aylin Aslım - Küçük Sırlar Dizi Müziği


Ölüm’den sonra Güneş’e varmadan hemen önceki kartımız olan Ay için belki de en zorlu kartımız diyebiliriz. Gerçi ben kartlarımızı kategorize etmeyi sevmiyorum, çünkü benim için hepsinin değeri ve önemi aynı, ama Ay’ın zorlu yanını da mutlaka vurgulamak gerekiyor.

Ay’ın yolculuğumuzdaki anlamını belki şöyle anlatmak mümkün. Diyelim ki diyet yapıyorsunuz, kiloları verdiniz fakat bir nokta geldi ki bir türlü kilo verememeye başladınız. Burada, hayatında bir kere olsun diyet yapmış olan herkesin bilebileceği gibi, direnmek, diyetten vazgeçmemek ve o geldiğiniz kilonun kırılmasını beklemek gerekir, çünkü yılmayıp direndiğinizde armağanınız büyük olur. Ay kartı da aynı bu şekilde, ona vardığımızda saplanıp kaldığımızı ve bir türlü yol alamadığımızı düşündüğümüz bir karttır. Burada da direnmek ve hiç adım atmıyormuşuz gibi gelse de geri adım atmamak, dendiği gibi yeraltı sofrasından yememek, o sofraya oturmamak gerekir. Bunu başardığımızda armağanımız Güneş’tir.

Ay süreci uzun sürebilir. Burada da Ermiş’te olduğu gibi bir eşik atlarız ama bu sefer atlayacağımız daha esaslı bir korku eşiğidir. Dikkat edecek olursak, Güneş, Mahkeme ve Dünya kartlarındaki insan figürlerinin çıplak olduklarını görürüz. Hani deriz ya insan içine çıkmak diye, işte burada insan içine, Güneş ışığına çırılçıplak çıkmak vardır. Bugüne kadar giysileri ile doğan bir bebek duymadığımıza ve Güneş’e çıkmak da bizim için yeniden doğuş olduğuna göre sembolik anlamda çıplak ve korunaksız olmak zorundayızdır. Yani görünmememizin imkanı yoktur, herkes çıplak olan bize bakacak, bizi farkedecektir. Onun için Ay kartı çıplak oluşumuzla bizim sahne korkumuzdur, korunaksız oluşumuzla da kendi güneşimizin ışığında kavrulacak olma korkumuzdur.

Tüm bunlardan dolayı Ay kartı bağımlılıklarımızı sembolize eder. Sahneye çıkabilmek için programı öncesi kafayı bulan sanatçılar gibiyizdir, içeriz. Veya kendimize siper olsun diye bol bol yer, kilo alır, vücudumuza etten bir duvar örer ve kendimizi korumaya alırız. Ya da kendimizi yaşamdan çeker sabahlara kadar sanal dünyada dolanır, gündüz ise uyuruz.

Ay aynı zamanda sezgilerimizin ısrarla bizimle konuşmaya çalıştığı, sürekli bilinçdışımızdan mesajlar taşıdığı bir süreçtir. Rüyalarımız çok yoğun ve mesaj doludur. Eğer bu mesajları doğru okuyamazsak bizim için ruhsal dengemizi bozacak kadar ağır bir yük olabilirler. Ancak bu mesajların bizi illüzyonlara ve depresyona sürüklemesine izin vermeyip onları anlayabilmek için kulak ve zihin kesilecek olursak bizim için büyük bir yol gösterici olduklarını farkedebiliriz, çünkü Ay içerisinde Ermiş’in rehberliğini de barındırmaktadır. Öyle şeyler vardır ki bunları gün ışığında, güneşin parlaklığı nedeniyle göremeyiz ama ay ışığı onları bizim için görünür kılar.

Bunun yanısıra eğer Ölüm sürecinde yasımızı gereğince tutamadıysak ki o yası mutlaka tutmak gerekir, Ay bize ikinci bir şans sunar ve biz bu şansı kullanabilirsek Güneş ışığına çıkabiliriz.

Tüm bu nitelikleriyle Ay insana bir geri dönüş yaşatır, bu durumun bilincinde olmak ise bize yol aldırır. Bu süreçte bunları yaşıyor olmak normaldir ve çok insana özgü bir durumdur.

Ve hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekir ki kartta gördüğümüz Yengeç herşeye rağmen sudan çıkıp ayaklarını karaya basarak bize Yengeç Dönencesi'ni vurgulamaktadır. Yengeç Dönencesi yaz mevsiminin ve gündüz kuşağının başlangıcıdır ve bize Güneş’in gelişini müjdeler. Yani Ay zorlu olabilir, ama bize müjdesi büyüktür.

Kartlarınızın müjdesi bol, yolunuz açık olsun.

© Güneş İlhan, 18.03.2013, İstanbul

Rev. 18.02.2024

72 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mağrur Olma...

Comments


Post: Blog2_Post
bottom of page